19 Ekim 2009 Pazartesi

..ve birgün gelecek, olup bitene gülmek bile mümkün olmayacak, ''Keşke zamanında sesimizi yükseltebilseydik'' diyenler sürgünde hükümet kuracaklar. Karşı çıkmak cesaret, muhalefet etmek esaret gerektirecek.Ayrılıklar kapıyı çalacak, kavuşmalar zaman alacak. Pişmanlıklar için çok geç, umutlar içinse hala erken olacak..

yitirilenlerin ardından..

Yurt odasında yalnız kalmak.. 4 yılda buna da alıştım bunu da sevdim.. öyle zamanlar oluyor ki bazen dısarı boguyo beni biran önce yurduma gitsem mümkünse yalnız kalsam kitap okusam yazılar yazsam ya da düşünsem sadece bunu istiyorum.. şuan önceki yazılarımı kaybetmiş olmanın acısını taşımaktayım içimde.. ne yazarsam yazayım o kelimeler aynı ahenkte bir araya gelmeyecek tamamen bambaşka bir sey cıkacak ortaya.. o anki hislerimdi o yazılara yansıyanlar o anda kafamın içinde olanlar o yazılarla birlikte yitip gitti.. şimdi herşey yeni,eskimeye yüz tutmuş olsa da.. ruhum, kafam herseyiyle bambaşka seyler hissediyor bambaşka şeyler düşünüyor.. orada anlattıklarımdan bahsetmek gelmiyor içimden..ama bahsedeceğim böyle tutarsız bir ruh hali...

Sürekli boş insanlara rastlamak bir tesadüf mü yoksa ben mi çekiyorum diye düşünüyordum.. yine cevap bulamadan ya da yüzlerce cevap bularak.. kümülatif bir sekilde ilerlemekteydik.. sorular, cevaplar ve ben.. kafamızın içinde olup bitiyor herşey.. ne kadar gözlemlersen gözlemle.. pozisyonun tekrarını binlerce kez izle istersen.. hisler yabancı.. her tekrarda daha da yabancılaşıyor daha da uzaklaşıyor, az önce benliğinden bir parça olan eylemler.. hindistan cevizi kokan ama tattığında hiçbirseye benzemeyen sabunlar gibi ardından kalanlar.. insanları tanımaktan korkuyorum.. sadece kokularının hindistan cevizine benzemesinden korktuğum için.. zira sık yaşamaya başladım.. içlerine girdikçe çürüklerine uzanıyorum hayallerimi de çürütüyorlar kendileriyle birlikte.. öyle bi mekanizma olsun ki beynim de ve kalbimde sadece sevdiğim özellikleriyle geçsinler bana geriye kalanları duymayım, hissetmeyim, görmeyim.. biliyorum ozamnda bu duraganlık sıkacak beni.. ideal olanı aramak mümkün mü? ya da asıl soru bulmak mümkün mü? bizi mutlu eden bu memnuyetsizlik mi acaba ? kimbilir belki de öyle.. ama katlanamadığım seyler çoğunlukta.. şuan da sosyalizmin imkansızlığında faşizmi düşündüm.. hemde insan ilişkilerini irdelerken.. herkes benim doğrularımı kabul etsin, tek doğru olsun gibi tamamen kendimle çelişen düşünceler hakim benliğime.. en mantıklı dediğim adam saçma sapan şeylerle( neye göre kime göre saçma tabiki bana göre :) karşıma gelince böyle düşüncelere kapılıyorum ama sıyrılıyorum korkmayın :) yaşla ne kadar doğru orantılı bilmiyorum ama bazen düşünmüyor değilim.. saçma sapan sorularla ( yine bana göre )çıkıyorlar karşıma tamam bilmemek ayıp değil ama bi arştır be kardeşim bi zahmet üniversiteye gelmişsin.. bişeyleri aşma vakti.. kendini aşma vakti..

Bir yıldız daha söndü hayatımda.. herkesten öne koymuştum oysaki..ama tanımamalıydım onu, girmemeliydim içine bu denli gözlerindeki sonsuzluğa aldanmamalıydım.. sonsuzluk değilmiş gördüğüm koca bi boşlukmuş dibi de o kadar derinmiş ki sonsuzluk olarak adlandırmışım onu, dibe çakılınca anlamam kötü oldu tabi.. onun için karşıma aldıklarımla karşılastım bu boşlukta hiç bişey olmamış gibi davranmaktı en iyisi sonsuzluk olarak nitelenmeye devam etmeliydi bu boşluk.. öyle yaptım.. yenilgi gibi geldi haklıydınız demek.. belki de öyleydi gerçekten.. garip, anlayamamak, anlatamamak, anlayamamasına şaşırmak.. hep kabullenmişimdir insanların birbirini anlayamamasının doğallığını ama zor oldu bu sefer..

Bir insan tırnağına neden bu kadar değer verir ki.. farklı bi konuya ani bi zıplayış gerceklestirdim farkındayım ama bide bu tipler var ki benim mantık sınırlarımı aşmış durumdalar ki baya geniştir bu sınırlar :) yakın arkadaşlarımdan biri banyo yaptıktan sonra saçının bir ucunun köşesindeki tel hafif kalkık duruyor diye gitti yeniden banyo yaptı.. şimdi bu su israf değilde ne.. vakit kaybı değilde ne.. sorunu irdeleyecek olursak ki sorun diye nitelemek bi garip gelio.. ortada bi saç var hatta saç teli hatta kıl ,tüy bunu hafif ıslatmak suretiyle yerine yerleştirmek son derece mümkün hatta tükürük de işimizi görür :) sorarım size eyy ahali bunu düşünebilmek için zeka katsayısının çok yüksek olmasına gerek var mıdır :D bu sorun çözememe kabiliyetsizliği başımıza çok bela olmakta.. gecenlerede ojesi bozuldu diye yani tek bir tırmakta ki en ücra köseyi düşünün..hepsi silindi tekrar sürüldü üstelik herkes onu bekliyordu.. isyana teşvik ediyorlar insanı.. bu mudur arkadaşım bu mudur ya tek derdiniz bu mudur.. insanlar ölüyor savaşlar cıkıyor, kapitalizim ekolojik dengeyi bozuyor, imf kol geziyor etmeyin eylemeyin.. git 2 sayfa bişi oku bunlara vakit ayıracağına.. bide bu süslü arkadaş kürtlerle ilgili yorum yapmıyor mu deliriyorum.. hemde hiç bir bilgisi olmadan sadece facebookta dönen videolara dayanarak.. insanların değişmesi gerektiğini herzaman savunmusumdur ama hiç mi ileriye giden birilerini göremeyeceğim ben.. ama umudumu kaybetmemeliyim ne de olsa değişime açık arkadaşlar ?!


Dipnot1 : yazıda mevzu bahis olan arkadaşlar tamamen hayal ürünü olabilir de olmayabilir de..
Dipnot2 : bakımlı olmaya karşı değilim gerizekallıga karsıyım !!

9 Ekim 2009 Cuma

ayşe kadın..

buram buram taze fasulye kokusu arasında anlatacak çok şey var ama vakit sınırlı..kendimizi türk yunan ilişkilerine adarken sadece taze fasulyeye vakit ayırabiliyoruz..herseyi anlatacağım taze fasulyeden sonra...