28 Temmuz 2009 Salı

dönüş yolu..

yine otobüsten merhaba...otobüs şirketi kontur olunca yazı yazmak zor oluo saolsun otobüs şöforu her bulduğu deliğe girio (kötü bi cümle oldu :)..bide dondurma servisi yapmadılr bu sefer ben çogalmasını istedim bulduğumla yetinmedim ya adamlar hepten kesti :) gorende hiç dondurma yemiyorum sancak :)
10 gün nasıl gecti bende anlamadım ama cana değdi bizim oraların tabiriyle...tüm kuzenleri hatta cocuklarını gördüm,öptüm,sevdim..bugün bu sene gelmeyeceğini söyleyen teyzem de sürpriz yapıp alamanyalardan gelince kadro tamamlandı sülalede görmediğim eleman kalmadı :) çok güzel bi duygu insanın birilerine ait olduğunu hissetmesi,onlara bağlanması,onları özlemesi..hele o kavuşma anı en büyük mutluluk..ailemizin en küçük ferdi berra,henüz 2 yıldır aramızda olmasına rağmen en çok özlenen eleman :) o da bizden biri olarak doğdu sanslı velet :)
böyle bir 1o gün..kalabalık,koşuşturma..yine bursa yolları göründü..ordaki hayatımı,ailemi de özledim çok..onlarda beni özlemişler bugun ayrı ayrı konutuk hepsiyle..gel diye bağırışıolardı bensiz çok sessizmiş ortalık :D gidiyoruz bakalım 2 hafta sonra yaz okulu da bitiyor...akıp gidiyor hersey hissettirmedn..
bu yaz okulu bana güzel şeyler kazandırdı..yeni bir dost kazandım hepsinden önemlisi..bu kelimeyi kullanmak beni korkutuyor aslında ama zaman gösterecek gercekten bu kelimeyi hakedip etmediğini..nasılsa bu tür hayalkırıklıkları yalama yaptı artık :) hem zaten bi önceki yazımdaki kabullenmeyi gerceklestirmemeye karar verdim..nedeni çok..bana vakit ayrılmayan zamanların nasıl geçirildiğini ögrenmem en önemli neden...dert değil ya bu tip olaylar bu saatten sonra..adam olmayanın hayatımda yeri yok bu kadar basit..canım görüşmek istemedi demesi saygı duyabileceğim bir sey gercekten ama duygu sömürüsü ve yalana tahammülüm yok...herneyse gereksiz bi konu..
scorpions always some where...güzel şarkı yolculuk için müzik sakin ohhhhh...huzur doldum birden :)
camdaki yansımam çok güzel görünüo şuan........................................

26 Temmuz 2009 Pazar

kırık,bozuk,çürük belkide yumuşak

planlandığı gibi geçmyen bir günün sonuna yaklaşmaktayım...kalbimi kıranlar tamir etmeye çalışıyor.. ilk zaman ki gibi katı olamıyorum böyle durumlarda..ne kırgınlığım geçiyor ne kızgınlığım kalıyor..ikisinin ortası garip bir ruh hali..bi tarafım hayır yumuşama yine aynı şeyleri yaşıcaksın diyor..bi tarafım hayr affet özledin onları diyor..bilmiyorum ben mi çok iyiyim yoksa olması gereken bu mu ? hakkaten değer vermek böyle birseydir belkide..ama niye veriyorum ki onlar bana değer vermediklerini defalarca gösterdiler..o zamn niye arıyolar şimdi ne değişti..anlamıyorum insanları sanırım..benim dostluk anlayışım bu dünyada ki insanlara pek uymuyor sanırım...belki de ben insanlar da kendi anlayışımı aramaktan vazgeçmeliyim..beni mutlu edecek davranışları olmadıktan sonra dostluk denir mi ona,zor zamanlarımda yokken şimdi durup dururken çıkagelmesinin bi anlamı olmalı mı? onu affedeceğimi biliyorum..bu sorgulama boşuna..herseyin farkında olsam da ona yine dostum diye sarılacagım,kanacağım tüm yalanlarına,onu çok özlediğimi söyleyeceğim,özledim demesi çok samimi gelecek yine bana sonra eski günlerden bahsedeceğiz birlikte ne kadar eglendiğimizden o gün ve sonraki birkaç gün arayıp soracak beni sonra kesilecek aramaları ben arayacagm cevap vermeyecek bir kaç ay gececek böylece sonra yine arayıp birseyler uyduracak ve tam da ozamn ben buraya yine buna benzer seyler yazıyor olacağım...böyle bir dostluk bu..kabulleneyim ben en iisi..tamam

25 Temmuz 2009 Cumartesi

SOL NE DEMEK ?

Küçük çocuk annesine sordu: ''Sol ne demek?'' Anne bir süre düsündükten sonra yanitladi: ''Sol; sokakta seksek oynamak demek, korkudan öleyazsan da lunaparkta zincirli sandalyeye binmek demek, gece yatagindan gökyüzünü izleyip gözüne kestirdigin bir yildizla sir paylasmak demek, küçük foklari gaddarca öldüren fok katillerini hiç unutmamak ve kürk giymis bir bayanin üstüne, 'Yasasin foklar' diyerek kalici boya atmak demek, yunuslarin bazen bir insan oldugunu düsünmek ve onlarin o muhtesem özgürlüklerini kiskanmak demek, Afrika'da bir ay sonra 700 bin yasitin çocugun susuzluktan ölecegini ögrenip kumbaradaki parayi kosarak acil yardim kurumlarina götürmek ve bundan böyle dis firçalarken muslugu kapali tutmak demek, yemegini bitirip geri kalanini üsenmeden bir torbaya koyup en yakin hayvan barinagina götürmek demek, köpegini gezdirirken bir posete onun biraktiklarini almak ve çöp kutusuna atmak demek. Kesilen her agaç, yanan her orman için ne yapip edip mutlaka ve mutlaka agaç dikmek demek, kimselerin bu orada ne yapiyor demesine aldirmadan insanlarin kumsalda biraktigi çöpleri toplamak demek, çok merakli olmak demek, su yasadigimiz dünyada kaç dil konusuluyor, farkli kaç renk insan var, neden Çinliler sütle yapilmis yiyecekleri yiyemezler, Güney ve Kuzey Kutbu'na kaç kisi gitmistir, onlarin bu yolculuklarda basina neler gelmistir, su bizim oturdugumuz kentin kaç kapisi var, su bizim oturdugumuz kentte kaç müze var, yaziyi ilk bulan kavim Sümerlerin kaç tanrisi varmis, Hititlerin kaç tanrisi, Hint mitolojisiyle Yunan mitolojisindeki tanrilar birbirine ne kadar benzer, güçlülerin tanrisi Apollon'un da, Hint tanrilarindan en sevilen insan basli fil tanri Gades'in de yardimcilari neden faredir, bir karinca bir kilometreyi ne kadar zamanda kat eder, sesten hizli giden uçaklarin hizi saatte kaç kilometredir, neden erik agaçlari erken cicek açar, dünyada kaç çesit kurbaga vardir, insanin en yakin akrabasi gerçekten su sinegi midir, Freud neden herkesin bildigi bir bilim adamidir, karpuz neden soguk suya birakilir, dünyada parfüm yapilan kaç çesit çiçek vardir, çöllerde kum firtinalari neden hâlâ insanlarin korktugu bir doga olayidir, kirlik alanlarda neden ay ve yildizlar daha parlaktir, ask nedir, bu neden basimiza gelir, kalbimiz sik sik neden kirilir, vicdan nedir, neden yalan söylerken yüzümüz kizarir...''Küçük çocuk ''Anne dur biraz'' dedi, ''kafam karisti.'' ''Elbette karisacak'' dedi annesi, ''Dünyanin en zor sorusunu sordun, devami var. Sol demek; her yaptigin isin neye yarayacagini bilmek demek, okudugun her kitabi, denizlerin tuzunu, göklerin mavisini iyi bilmek demek, bir ormanda pusula olmadan Kuzey Yildizi'na bakip yolunu bulmak demek, herkes birinin karsisinda mum gibi dururken kendin gibi durmak demek, geceden ölesiye korkmak ama geceyi sevmek demek, gün batimlarini sevmek demek, ormandaki tüm sesleri sevmek demektir; kendin için dans etmek demek, agiz dolusu gülmek demek, her yenilgiden sonra söyle bir silkinip kendi küllerinden yeniden dogmak demek.''Küçük çocuk birden bagirdi, ''Simdi anladim'' dedi, ''Sol demek hiç durmadan düs kurmak demek!''

IŞIL ÖZGENTÜRK

ROCK ÇOCUKLARI...BEKİR COŞKUN'DAN..

ŞARKILAR söylüyorlar... Şarkılar onlar için ekmek-hava-su gibi...
Bir konser öncesi, sabahın ayazında, montlarına sarılmış, ıslak çimenlerin üzerine kıvranmış uyurken görmüştüm onları.
“Neyi bekliyorlar?..”
“Şarkıları...”
Çoğu birkaç dil biliyor. Her şeyi tartışmaya hazırlar. Dünyanın tümünü kendilerinin kabul ediyorlar. Onlar için ırk-dil-din ayrımı yok...
Çevre savaşçıları, küresel emperyalizme karşı duranlar, savaşlara “hayır” diyenler de onlardan çıkıyor...
Kirli dünyaya itirazları var...
Ve özgürler...
*
Küçükçiftlik Parkı’nda yerli-yabancı grupların katıldığı Unirock Festivali vardı. İşte Başbakan Harbiye’ye geçerken onları gördü.
Çocuklar dans ederek şarkılarını söylüyorlardı.
O an içinden belki “Fesuphanallah...” dedi Başbakan...
Arabanın siyah camının arkasından, gözlerini kısarak, dolma saran tavşan görmüş gibi şaşkınlıkla baktı onlara.
Nitekim ilk konuşmasında “...Giderken maalesef gençliğimizin bir bölümünün halini gördük. Üzüntü vericiydi. Böyle sınırsız-kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma bizi dertlendiriyor” dedi...
Ne yaptı ki çocuklar?..
Babalarının iktidarında tavuk yemi ithalatı işine mi girdiler?..
Büyük çarşıların önünü bedava kapatarak haşlanmış mısır ticareti mi yapıyorlar, babalarının adını sermaye yaparak?..
Baba dostunun bursu ile okuyup, bir anda mücevherat şirketi sahibi olma olanakları da yok...
Gemicik hayalleri de olamaz...
*
Onlar şarkılarını söylüyorlar...
Niye bu kadarcık haklarını “ahlaki erozyon” sayıp, ayıplayıp, sonra da oturup dertleneceksiniz?.. Şarkı söylüyorlar, şarkı...
Cennet kadar güzel, ama yağmalanmış-çalınmış bir ülkede doğdular... Onları bekleyen kötü yaşamlara, bunalımlara, işsizliklere, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı, şarkı söyleyerek yürüyorlar.
Sadece şarkıları var...

23 Temmuz 2009 Perşembe

yine karamanda hiç bişi yapmadan gecen günler..şizoidliğe özenen varsa karamanı tercih edebilir :D

20 Temmuz 2009 Pazartesi

...

aman ya her önüne gelen ülkeyi kurtarmaya calışıo sallıo öle aklına geleni sacma sapan ülke bilmem ne ..sonra ee gel yapalım bişiler böyle gelmiş böyle gitmesin diyoruz.. yok banane,gördük zamanında kurtarmaya calışanları diye mızmızlanıyorlar..şikayet etme kardeşim ozamn çık vatandaşlıktan terket beğenmediğin ülkeyi sende rahat et bizde edelim..adam gibi tartışanları tenzih ediyorum,böyle farklı kanallardaki akşam haberlerinden duyduklarını harmanlayıp çok entellektüel bi konuşma yapıomuş havalarına giren dallamalara lafım...

şarkıdan mahrum bırakmayalım..

19 Temmuz 2009 Pazar

öldüren etki...

Renksiz hayaller dolu, dökülen gözyaslarim
Ezikligi kalbimde, yasanmis tüm asklarin
Tüm aci anilari, bana birakip gitme
Beni bana ver artik, pesinden sürükleme

Duymak istiyorum, duymak istiyorum
Kalbimde ruhunu, duymak istiyorum
Görmek istiyorum, görmek istiyorum
Gözünde gözünü, görmek istiyorum

Incitme kalbimi, birakip gitme
Sana kendimi verdim, beni yok etme
Ne olur suskun durma, birseyler söyle
Karanligin içinde kaybolma öyle

Duyabilsem kalbini, okuyabilsem seni
Sessiz feryatlarini, aci agitlarini
Tüm haykirislarini, hissetmek istiyorum
Sana yaklasip sende, ölmek istiyorum..

18 Temmuz 2009 Cumartesi

otobüsteykene

camasır kurutma odası,ütü masası derken şimdide otobüsten yazıyorum :) karamana gitmekteyim..öyle durupdururken esti kafama gideyim dedim..ne var ne yokmuş bizim oralarda..ama zor geldi bugun bizimkilerden ayrılmak onu farkettim seneye işimiz zor..nefret ediyorum bu ayrılıklardan..vay be bursa seni de sevdim sonunda..gercekten sasırtıcı..aslında tam olarak sevgi denemez..alışkanlık belki.. dostları mı barındırıyor olması bu sehri çekici yapan..bursaa yalan söylüyorum kendime suan seviyorum ben seni,özlüyorum ben seni,özleyeceğim ben seni...otobüslerin dondurma servisi çok yerinde bence yaa hatta iki üç kere yapmalılar hatta su srvisini dondurma servisiyle ikame edebilirler :) ya muro var tv de..devrimi böyle mal yapılar kullanmıyor mu deliriyorum yaw..delirmekten baska bişi yapamadığım için kendime de deliriorum..herneyse senacım sana sürpriz yapacaktım ama blogu okursan yalan olacak :) nese o da güzel olur ama...geliyorum dostum..ya aslında sen gelsen de ii olurdu ama ben tek basıma yasayamadığım için geliyorum ikimiz hiç yasayamazdık..anladın sen onu :)
ne cok kamyon var ya..2001 de teyzemler istanbuldan karamana tasınırken kamyon yolculuğu yapmıştım çok zevkliydi gercktn arkada ranza tarzı bişey vardı yayıla yayıla gelmiştik hatta pijamalarımızı bile giymiştik :) enteresan olan 1992de karamandan istanbula taşınırlarkende kamyonda onlara eslik etmiştim :) hey gidi günler hem götürdük hem getirdik :) bu kacıncı yolculuğum acaba yaa..nese klima dondurdu ya üstüme bişi giyiym sonra yolları seyrediyim öyle dalıp gidiyim düşüncelere..

16 Temmuz 2009 Perşembe

zamansız..

Sacma sapan vakitlerde yazma isteğim geliyor ya da bir kaçış bu yapmak istemediklerimden...düşünmemem gereken şeyleri ama düşünmek istediklerimi düşünmeme fırsat verdiği için belkide bulduğum her boşluğa beynimden geçenleri aktarma isteğim...boşluğun boyutu da önemli değil,tek satırla da anlatabilirim düşündüklerimi hatta tek bir harfle...E...

8 Temmuz 2009 Çarşamba

karmakarışık

dönmem lazım dünyaya,hedeflerime sarılmam lazım..ama yapamıyorum işte hala o yaşanan iki gündeyim,dönemedim buralara..kötü yanı bu tüm beklediğin o oluyor..sanki gelince geçip gidecek tüm çektiklerin..tüm motivasyonun o oluyor..sonrasını atlatamıyorum işte motivasyon,konsantrasyon herşey sıfır...bi yandan da varlığı yetiyor,görmesemde olur diyorum hatta hiç tükenmiyoruz diyorum,bazen düşünüyorum, bu cümleler avuntudan ibaret mi diye ?? ne önemi var ki?? öyle ikilemler,çelişkiler,sorular,cevaplar,istekler,mecburiyetler,gülücükler,gözyaşları...haftasonunun özeti...

7 Temmuz 2009 Salı

oldu da bitti maşallah..

3 Temmuz 2009 Cuma

yarın olsun..

yarın bir süpriz yaşamayı umuyorum..bakalım beklentilerim yerine gelecek mi..çok heycanlı..

2 Temmuz 2009 Perşembe

coşageldim..

yeni mekanımız çamaşır kurutma odası..sizlere farklı yerlerden seslenmeyi sürdüreceğim yarın birgün tuvaletten yazarsam hiç şaşırmayın,elektrik nerde biz orada :) fonda güzin ile baha ateş böceğim'i söylüyor..kim bunlar ya baya eskimiş benim winamp..ama güzel sölemişler..oya bora vardı bide ya ara beni öptüm seni seni çok özledim deli gibiii..:) duygulanıyorum yaw 90'ları hatırlaynca zaten michael jackson'da öldü :( ...bu şarkı ezgiye gelsin H.I.M The vampire..duymasan da bilmesen de bu şarkı senindir ezgicim :) ödev yapcaktım ben ya yine niye daldım buraya..yaz okulunda ödev olur mu ya..
gelecek planlarıma yönelik iyi haberler aldım yani istediğim şeyin olabilitesi varmış (olana kadar şey diye hitap edeceğim ona )..bi iç huzura kavuştum sanki bunu öğrenince..sap gibi kalmak istemniyom yahu okul bitince ne pis,lanet bi duyguymuş bu,rahat bırakmıo adamı..öyleyken böyle işte ya saçmalayamıyorum bile şu an..one tree hill 5.sezon 8.bölüm de tıkandı yahu sinir oldum..indiremiyoz ki burda da anasını satim..yarım saat anca sorunsuz girebiliorum nette bu lanet yerde..zaten dün bisürü action oldu mallık desem daha doğru olur,kızın birinin kilidini kırıp dolbını soymuşlar hayvanlar...su ısıtıcılarımızı filan topladılar gecenin 12sinde arama yapıp..hayır ya mantığı anlasam gidip kendim toplayıp verecem valla ya..tabi açıklama istediğimde bi açıklama yapamayınca deli oldum bende verdim veriştirdim..işlerine gelince umutları gençler oluyo sağladıkları ortama bak ya..bu nası bi ilkelliktir kardeşim..ödev yapmak için elimde laptop elektrik arıorum hayır yani keşfedileli baya bi oldu biz niye mahrum kalıyoruz açıklasın bunu biri bana..nedir yani amaç..yok abi beklemeyin bu gençlerden bişey ne veriyosunuz ki bi karşılık bekliyosunuz..hepsi sıraya dizilmiş anasını satıyım azımıza sıçmak için,neymiş efendim bavullar odada durmayacakmış..sanane kardeşim benim rahatsız etmiyo..hem siz ne zamandan beri bizim iyiliğimizi düşünür oldunuz ki ?? hele şu güvenlik görevlisi diye süslü bi sıfatları var diye kendilerini fbı görevlisi sanan ....(siz uygun bi sıfat yerleştirin en kötüsünden işte ) delirtiolar beni,allahın yobazları..neymiş efendim imza atılacakmış..ulan uyuyasunuz beee atı alan üsküdarı geçio siz yırtın bi taraflarınızı imza diye..anamıza babamıza hesap vermioz laann kaç yaşındayız biz..hakaret vallahi hakaret..bacak arasından ibaret gördükleri namusu koruyorlar sözde namussuzlar...ayrıca belki 12ye kadar uykum gelio beklemek zorunda mıyım kardeşim imzayı..çok sinirlendim yahu hızımı alamıyorum...o ülkücü bozuntularına sesiniz çıkmıo ama adamlar resmen ev dösemiş yurtta,önlerine gelenin ağzını burnunu kırıo hepiniz dut yemiş bülbül..onlar ayrı bir sinir harbi yaşatıyolar bana zaten neyi savunduğundan bile bi haber örümcek beyinli yobaz insanlar..üniversite de böyle insanların varlığına katlanamıyorum resmen hüngür hüngür ağlayasım geliyor...ideoloji sanıolar yaptıkları haydutluğu..ideoloji nedir ondan bile bihaber gerçi çoğu,konuşmaya tartışmaya tahammülleri yok,neyin mücadelesini verdiklerini bilmiyorlar çünkü...böyle olmamalı,birşeyer değişmeli,şartlar,beyinler değişmeli...