10 Kasım 2011 Perşembe

Van, Bir Deprem ve Siyaset Öyküsü


Evet ben bir rüya görmüştüm. O kadar güzel bir rüyaydı ki. Tekrar görmek için uyumakta ısrar ettim. Ama göremedim, bi kerelikti, tadımlıktı, fazla heveslenme diyordu bana. Ben de onu dinledim, hiç bir şeye heves etmedim ki sonuçta yanılmadım. Van'da 5.6 şiddetinde bir deprem daha yaşandı. Yapılan açıklamalar depremden daha sarsıcıydı. Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Van merkez ve Erciş en güvenilir bölgeler demişti. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Daha sonra yıkılan yerelere, kullanılabilir raporu verildiği ortaya çıktı. Sonra Kızılay'dan bir açıklama geldi. Depo'da ki 15.000 çadırı bölgeye gönderiyoruz. Peki madem, 15.000 çadır vardı, neden insanlara evlerinize girin dediniz ? diye sorduk doğal olarak. Cevapsız kaldı. İlki doğal afetti, kabul edilebilirdi, hazırlıksız yakalanılmıştı ( ki hazırlıklı olmak için daha kaç deprem yaşamak gerekiyor, kaç kişinin daha ölmesi gerekiyor? bunlar bilinmiyor. kafalar hep aynı) ama ikincisi, kesinlikle ve kesinlikle cinayettir. Türkçemiz de böyle durumlar için kullanılan güzel deyimler var ama kullanmıyorum. Son haberlere göre, 2siotel 20 bina yıkıldı. Otel sahibinin açıklaması da bakanlarınkinden farklı değildi. '' çok fazla kişi kalmıyordu.'' Bu nasıl bir zihniyettir. 1 kişi 100 kişi ne farkeder ?

Öte yandan, Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erciş'in İl olması için kanun teklifi hazırlıyor. Gerekçesi ise, deprem yaşanan ilçelerde ciddi önlemlerin alınması ve hızla sonuçlanması imiş. Sosyal devlet anlayışını savunan bir partinin genel başkanının, böyle bir açıklama yapması, kendisi farkında olmasa da, ona karşı ciddi tereddütler doğurur. Söylemine göre, Erciş'e daha hızlı yardım gidecekmiş. Ne olacak yani, il olunca Merkez'e yakınlaşacak mı Erciş? Kaldı ki, oraya zaten yardımlar gitti, sorun organizasyonda. Çözülmesi gereken bu. Bu öneriye, yöneltilecek daha çok soru var. Devletin, ülkenin bir toprağına, yardım elini uzatabilmesinin koşulu, İl olmak mıdır? İlçeler de yaşayanlar da bu ülkenin vatandaşı değil midir? Devlet her bir vatandaşından sorumlu değil midir? Durum böyleyse ilçelerde yaşayan vatandaşlarımızın suçu nedir? Devlet işin içinden, polis ya da jandarma gibi 'burası bizim bölgemiz değil' diyerek mi çıkacak yoksa?
Benim Kılıçdaroğlu'ndan beklentim, hükümet böyle bir adım attığında, bu sorularla hükümetin karşısına çıkmasıydı ama o teklifi yapan oldu.

Yaşanan olayların sonucu, tüm bu yaşananlar bir sistem sorunudur ve Akp herzaman haklıdır. Doğal afettir, o napsındır, Allah'ın içine karışılmazdır. O öyle bir partidir ki, bu tarz söylemler bile yeter kendini ''Ak'' lamasına.. Chp ise Akp'nin bu sıyrılmalarını anlamlandırmaya çalışırken, anlamsızlaşır. İnsanlar canıyla uğraşırken o, olayları yanlış yerinden yakalar ve yanlış siyasetine devam eder. İç politikayı etkileyeceğini düşünür belki de, ama herzaman ki gibi yanılır. Yaşananların niteliği ve içeriği ne olursa olsun 9 yıldır süreç bu şekilde devam eder..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder