23 Şubat 2009 Pazartesi

BİR TUTKUDUR BASKETBOL...

Parkeye adımım attıgım anda kalbim farklı atmaya başladı... o anda DÜNYA BENİM GÖRDÜĞÜM SEYDİ.Tribünler bomboştu ama ben hınca hınc dolu bir tribünün hep bir agızdan adımı telaffuz ettigni duyabiliyor ve daha da artan bir sevkle oynuyordum.Her sayı da daha da artıyordu içimde ki mutluluk ve hayatta basaramayacagım hiçbir sey yokmuş gibi hissediyordum,o noktadan sonra hiçbirsey beni durduramazdı.Kısacık boyumla hiçbir ribaundu kaçırmıyordum.Ders çalışırken sanki maç yapıyormuş gibi çalışıyordum. Doğru çözdüğüm her soruda üç sayılık basket atmışım gibi seviniyor,yanlış yaptıgım her soruda yılmadan, durmadan savunmaya geri koşuyordum.Evet basketbol bana yılmadan savasmayı öğretmişti. Hayatı 30 sayı geride olduğum bir maç gibi görüyor ve mücadelemi o tempoda yapıyordum.Basketbol benim için sadece topun çemberden geçmesi degildi. O benim için bir tutku,bir hayat felsefesiydi...Yenildiğimi düşündüğüm her an saha da alıyordum solugu, kuru bir yerim kalmayana kadar oynuyor ve mücadeleyi yeniden ögreniyordum. 3.sınıftan beri en iyi arkadasım oldu potalar,beni dinlediler ve nasıl savaşmam gerektiğini ögrettiler...
Bugün de herzamanki gibi,kendimi mutsuz hissettigim anda dostlarımla birlikte sahadaydım ve yine parkeye bastıgım anda o eski halimden eser yoktu O anda dünya toz pembe görünmekteydi gözüme...içimde minik kelebekler kıpır kıpır,sanki kalbim bahardan kalma renkli bir çiçek bahçesi...ruhumsa tüm bu çiçeklerden beslenip güçlenen arı misali uçuşmakta...
Sevdiklerimle güzel geçirilen bir gün ve basketbol; bugünkü mutluluğumu bunlara borçluyum...bunlar hayatın bana verdiği hediyeler.Çocukluğumdaki ''günaydın dede'' misali...
Birkaç dostla birlikte, basketbol dolu ,geçirilen kısa bir zaman dilimi bugünün karı...
Sevgiler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder