23 Şubat 2009 Pazartesi

MAHİR ; ONLARIN ÖYKÜSÜ

Turhan Feyizoğlu'nun fırtınalı yıllara dair yazdığı onlarca kitaptan biri.Mahir Çayan'ın özelinde birçok devrimci liderin yaşamına,düşüncelerine değiniyor Turhan Feyizoğlu.Mahir Çayan'ın nasıl lider pozisyonuna geldiğinin altı çiziliyor.60'lı yıllarda yaşamak isteyen biri olarak kitaptan fazlasıyla etkilendim ve blogumda Mahir Çayan'a,o dönemde gençlerin neler düşündüklerine yer vermek istedim.


Mahir Çayan 1963 yazında üniversite sınavına girer ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Tıp Fakültesini kazanır.Mahir ailesinin istegi ile ilk önce İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine kaydını yaptırır.Bu dönemde amcası Enver Bey 'in fikirlerinden etkilenmekte olan Mahir Çayan onunla yaptığı konuşmadan sonra Hukuk Fakültesine kaydını yaptırır.1964 yazında yeniden üniversite sınavlarına girer bu kez Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanır ve bu fakülteye kaydını yaptırır.Türkiye soluna damgasını vuracak olan süreç böylece başlamış olur.Mahir Çayan kısa bir süre sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi-Fikir Klubü Baskanı olur.
Mahir Çayan'ın en önemli ve arkadaşları arasında söz sahibi olmasını saglayan özelligi bir teorisyen olmasıydı.O dönem yayınlanan Marksizm ve Sosyalizmle ilgli olan yerli yabancı tüm kaynakları okuyor okuduklarını kendi ideolojik sentezinden gecirerek arkadaslarına anlatıyor ve hep birlikte rotalarını beliliyorlardı.M ahir Çayan'ın Marksizim ve Sosyalizmle ilgil yazıları Aydınlık ve Kurtuluş dergilerinde yayınlanıyordu.bu yazılar birkaç yıl sonra Mahir Çayan'ın önderliğinde kurulacak olan THKP-C(Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephe)'nin parti programı olacaktı.


Kitabı okurken beni en çok etkileyen o dönem ki gençliğin çok fazla kitap okumasıydı.Örneğin Mahir Çayan yolda yürürken iki arkadaşının koluna girerek destek olmasıyla kitap okuyormuş.Bu derece okumaya düşkünmüş.O günkü gençlik bugünküyle kıyaslanamayacak derecede çok okuyor ve her konuda,savunmasa bile,bilgi sahibi oluyor.Bugün Yaşar Büyükanıta oy vermeyecegim şeklinde bir cümle kuran gençlik kitlesinin mevcut olduğunu düşünürsek o dönemin bu özelligi daha bir önem kazanır.


Tüm olumlu özelliklerine rağmen 60'lı yıllardaki gençlik hareketlerinin eleştirilecek noktaları da vardır.Bunlardan en önemlisi hareketin bölünmüş olması ve birçok fikir ayrılığı yaşanmış olmasıdır.Sol hareket Sosyalist Devrimciler ve MDD(Milli Demokratik Devrim)'ciler olmak üzere iki gruba ayrılmıştır.Mahir Çayan ve grubu önce TİP(Türkiye İşçi Partisi) içinde olmalarına rağmen daha sonra TİP mensuplarını Sosyalist Devrimcilikle suçlayarak TİP'ten kopmuşlardır.
Nedir bu Sosyalist Devrim ? Sosyalist Devrim,demokratik devrim tamamlandıktan sonra geçilecek olan aşamadır.Buradan da anlaşılacağı gibi Sosyalist Devrimi savunanlar Türkiye'de demokratik devrimin tamamlanmış olduğuna inanıyorlar.Tip içerisinde Sosyalist Devrimi savunanlardan Sadun Aren gerekçelrini şu şekilde açıklıyor:'' Demokratik Devrimi Lenin otokrasiye karşı Rusya'da savunmuştur.8 saatlikiş saati vs.için.Türkiye'de otokrasi mi var? Türkiye'de demokrasi vardır.'' Sosyalist Devrimcilere göre MDD tezi , sosyalist çizgiden bir sağ sapmadır,tamame küçük burjuva niteliktedir.


MDD'ci grup ise Sosyalist Devrimcilerin Türkiye'de demokrasi vardır söylemlerine Türkiye'de Filipin Tipi demokrasi vardır cevabıyla karsılık vermişlerdir.Sosyalist Devrimden önce demokratik devrim yapılması gerektiğini savunmuşlardır.Onlara göre MDD proleteryanın öncülüğünde,diğer devrimci sınıf ve tabakalarla birlikte basraıya ulaştırılabilecek bir devrimdir ve demokratik devrim Marksizmin zorunlu bir aşamasıdır.MDD yar sömürge,yarı feodal ülkeler için geçilmesi gerekli aşamayı oluşturur.


Fikir ayrılıkları bununla da bitmiyor MDD'de kendi içinde MDD'nin bir köylü devrimi olduğunu savunanlarla işçi devrimi olduğunu savunanlar şeklinde iki gruba ayrılıyordu.İlk grubu savunanlar arasında Mahir Çayan , Yusuf Küpeli , Ertuğrul Özkök ikinci grubu savunanlar arasında ise Doğu Perinçek , Orak Çalışlar gibi isimler var.'' Yeni Oportünizmin Niteliği '' başlıklı yazısında Mahir görüşlerini Mao Tse Tung'un görüşleri doğrultusunda şu sekilde sıralamıştır:


1)MDD özünde bir köylü devrimidir.
2)Devrim ordusunun temel gücü köylülerdir.
3)Belirleyici alan kırlardır.
4)Halk savaşı,köylü ordusunun kırlardan şehirleri fethetme savaşıdır.
5)İşçi sınıfının öncülüğünün objektif şartları MDD'de bölünmez bir bütün olarak mevcuttur.
6)Yarı sömürge ve yarı feodal ülkelerde,proleteryanın özörgütünde işçilerin çogunlukta olması sart degildir.Hatta genellikle yoksul köylüler çoğunluktadır.


Doğu Perincek grubunun görüşlerini ise şöyle özetleyebiliriz:

1)MDD köylü devrimi değildir.
2)Belirleyici alan sehirlerdir.
3)Devrimin temel gücü şehirlerdir.
4)Halk savaşı ile cunta hareketleri aynı şeylerdir.
5)İşçi sınıfının önderliğini tayin eden üretici güçlerin gelişme seviyesidir.
6)Proleteryanın özörgütünde işçiler mutlak birçogunluğa sahip olmalıdır.
Üçüncü bir göz olarak baktıgımızda bize nüans farkları gibi gelen farklılıklar o dönem gençlik arasında derin ayrılıklara sebep olmuştur.Bütün bunlara birde işçi ve halk tabanında örgütlenme tamamlanmadan silahlı mücadeleye geçilmesi de eklenirse başarısızlığın kaçınılmaz olduğu görülür.Kimbilir belki bunlar olmasaydı hareket başarıya ulaşacak ve Türkiye bugün bu halde olmayacaktı.Herşeye rağmen hepsine saygı duyuyorum.Onların yaptıklarını bizler yapamadık. Satırlarıma Mahir Çayan'ın bir sözüyle son vermek istiyorum: '' KİŞİLİKLERİNDE DEVRİM YAPAMAYANLAR DEVRİMCİ OLAMAZLAR. ''

NOT:Turhan Feyizoğlunun diğer kitapları;''Deniz / Bir İsyancının İzleri'' , ''Türkiye'de Devrimci Gençlik Hareketleri (1960-1968)'' , ''İbo / İbrahim Kaypakkaya'' , ''Sinan / Nurhak Dağlarından Sonsuluğa'' , ''Fırtınalı Yıllarda Ülkücü Hareket'' , ''Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF)'' ,'' Demokrasi Mücadelesinde Sosyalist Bir Öğrenci Hareketi'' ve ''Yılmaz Güney / Bir Çirkin Kral''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder